9 Ocak 2008 Çarşamba

Muharrem Ayı ve Aşure Günü


Tarih boyunca insanlar sosyal - ekonomik işlerini düzenlemek için takvimi bulmuşlar,bunu yaşantılarına koymuşlardır.

Takvim: Güneş- dünya ve ay hareketlerinin esas alınmasıdır. Tarihi kaynaklara bakıldığında takvim ilk defa Mısırlılar tarafından kullanılmıştır. Tükler ise ilk defa “12 Hayvanlı Türk Takvimini” kullanmışlardır.


Osmanlı Devletinde Tazminata kadar Hicri Takvim kullanılmış, Tazminatla birlikte Rumi takvimin kullanılmasına geçilmiş, Cumhuriyet döneminde ise 1925 yılında Miladi Takvimi kullanılmaya başlanmıştır.


1- Hicri Takvim: Peygamberimizin Mekke’den - Medine’ye hicreti halife Hz. Ömer zamanında hicri takvimin başlangıcı kabul edilmiş, Muharrem ayı da bu takvimin ilk ayı olarak alınmıştır. Ay yılını esas alır.


2- Rumi Takvim: Romalılar tarafından kullanıldığı için Rumi Takvim olarak isimlendirilmiştir. Mart ayı bu takvimin ilk ayı olarak kabul edilmiştir. Güneş yılını esas alır.


3-Miladi Takvim: Hz. İsa peygamberin doğumu başlangıç alınmıştır. Papa XIII Gregorius tarafından hazırlanmıştır. Ocak ayı bu takvimin ilk ayı olarak kabul edilmiştir. Güneş yılı esas alınır.


Bizim kültürümüzde Muharrem ayının - Aşure gününün önemli bir yeri ve önemi vardır. Muharrem ayı, Kur’an-ı Kerim de adı geçen aylardan biridir.
Şöyle buyrulmaktadır: “Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı gün yürürlüğe koyduğu evrensel yasalar sistemine göre, katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü (Zilkade-Zilhicce-Recep-Muharrem) haram aylardandır. Bu en doğru hesaptır. Sakın bu aylarda konmuş yasakları çiğneyerek kedinize zulmetmeyiniz.”(Tövbe/36)


Muharrem ayının onuncu gününe Aşure günü denir. Aşure: Arapça on manasına gelen aşara kelimesinden türemiştir. aşure günün de bir takım olaylar meydana gelmiştir.


Allah birçok duaları Aşure gününde kabul etmiştir. Kıyametin Aşure gününde kopacağı rivayet edilmiştir. Bugün de Allah’ın on peygamberine on değişik ikramda ve ihsanda bulunduğu beyan edilmiştir.


1- Hz. Âdem’in (a.s.) tövbesi bugünde kabul edilmiştir.
2- Hz. Nuh’un (a.s) gemisi karaya bugünde oturmuştur.
3- Hz. Musa (a.s.) Firavun’un şerrinden bugünde kurtulmuştur.
4- Hz. Davut’un (a.s.) tövbesi bugünde kabul edilmiştir.
5- Hz. Yunus (a.s) balığın karnından bugünde kurtulmuştur.
6- Hz. Yusuf (a.s.) atılan kuyudan bugünde kurtulmuştur.
7- Hz. Yakup (a.s.) Hz. Yusuf’a bugünde kavuşmuştur.
8- Hz. Eyüp (a.s.) hastalığından bugünde şifa bulmuştur.
9- Hz. İbrahim’in (a.s.) oğlu Hz. İsmail bugünde doğmuştur.
10-Hz. İsa (a.s.) bugünde göğe yükseltilmiştir.(Sahih-i Müslim Şerhi, 6: 140)

Böylesine manalı ve kutsi hadiselerin yıldönümü olan bu mübarek gün, Müslümanlarca hep kutlanmıştır. Aşure günü, Yahudi ve Hıristiyanlarca da kutsaldır. Hz. Hüseyin (a.s.) da bugünde şehit edilmiştir.

Muharrem ayında özellikle Aşure gününde Aşure tatlısı yapılır. Dostlara -akrabalara- komşulara ikram edilir. Tatlı yenilir- tatlı konuşulur. Dostluklar pekişir. Komşuluk ilişkileri kuvvetlenir.Aşurenin içindeki çeşitli gıdalar birleşerek tek yiyecek oluşturduğu gibi,onu yiyenler de tek yürek olurlar.

Aşure ile ilgili rivayetler Hz. Nuh (a.s.) dayandırılır. Nuh (a.s.), tufandan sonra gemide kalan yiyecekleri karıştırıp bir çorba hazırlamıştır. Bundan dolayı bazı yörelerimizde Aşure tatlısına, Aşure Çorbası denir. Aşure bir ibadet değil, bir gelenektir.

Yeni Hicri yılınız ve Aşure gününüz mübarek olsun. Yeni Hicri yıl dünyaya huzur ve barış getirsin.