3 Nisan 2009 Cuma

Aile Saadeti



Aile Saadeti

“Hepiniz muhafızsınız. Mahiyetinizde bulunanların hukukundan sorumlusunuz. Amirler himayesi altındakilerin koruyucusudur, memurlarından sorumludur. Erkek ise aile fertlerinin amiridir ve onlardan sorunludur.”
Aile, cemiyetin en küçük parçasıdır. Aile ana, baba ve çocuklardan meydana gelen sıcak bir yuvadır. Aile ana kucağının, baba ocağının, sevgi ve saygının ifadesidir. Aile küçük bir yönetim merkezidir. Aile küçük bir devlet, küçük bir hükümettir. Toplumun en küçük parçası olan ailenin yönetimi ne kadar düzenli yönetilirse, toplum da o kadar disiplinli olur. Disiplinli olan ailede huzur olur, saadet olur, mutluluk olur.Aile içerisindeki kişilerin birbirlerine karşı görev ve sorumlulukları vardır: Ana ile babanın birbirlerine karşı görevleri, ana babanın çocuklarına karşı görevleri, çocukların ana ve babalarına karşı görevleri, çocukların birbirlerine karşı görevleri.Kadın ile erkek şahitlerin huzurunda bir nikâh mukavelesi ile hayatlarını birleştirmişlerdir. Aile ocağının huzurlu ve saadetli olabilmesi içi karı koca, birbirlerine karşı anlayışlı hareket etmek zorundadır. Yapılan tartışma ve kavgalar aile huzurunun bozulmasına sebep olur ve çocukların üzerinde olumsuz tesirler meydana getirir. Erkeklerin kadınlara karşı yumuşak ve güler yüzlü davranmaları gerekir.Sevgili Peygamberimiz buyuruyor:
“Bir kimse kadınına buğuz etmesin, zira hoşlanmadığı huyları varsa, ona mukabil memnun olacağı huyları da vardır.” (1)“Müminlerin, imanca en mükemmel olanı ahlaken en iyi olanıdır ve hayırlı olanlarınız da kadınlara karşı hayırlı olanlardır. Karı ile koca birbirlerine karşı olan sorumluluklarını hiçbir zaman unutmaması gerekir.” (2)Peygamberimiz yine şöyle buyuruyor:
“Sizin kadınlar, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız aile yuvasını hoşlanmadığınız hiç kimseye çiğnetmemeleridir. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakkı, memleket göreneğine göre her türlü giyim ve yiyimlerini temin etmenizdir.” (3)
Ana ile babanın çocuklarına karşı görevleri:
Çocuklar ilk bilgileri ana kucağında, baba ocağında öğrenirler. Çocuklar için aile yuvası, hayatın temel okuludur. Anne ile baba, çocuğun ilk öğretmenleridir. Konuşmayı, iyiyi kötüyü, ana babalarından öğrenirler.Çocuklar, ailede gördüklerini ve duyduklarını hafızalarına kayıt ederler. Büyük İslam düşünürü ve bilgini İmam-ı Gazali şöyle diyor:
“Çocuğun beyni bal mumuna benzer, isteyen ona istediği şekli verir.” Kutatk-u Billiğin yazarı Yusuf Has Hacip ise söyle diyor:
“Çocukların zihni boş bir tarlaya benzer, oraya ne ekersen o biter.” Aile yuvasında erkek çocuk babayı, kız çocuk da anneyi taklit eder. Öyle olur ki çocuklar ana ile babanın kopyası olurlar. Öyleyse aile yönetiminde ana babaya büyük görevler düşmektedir.
Yüce Allah, Resulü aracılığı ile şöyle buyuruyor:
“Ey iman edenler, kendinizi ve ailenizi öyle bir ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır.” (4) Peygamberimiz de şöyle buyuruyor:
“Hepiniz muhafızsınız. Mahiyetinizde bulunanların hukukundan sorumlusunuz. Amirler himayesi altındakilerin koruyucusudur, memurlarından sorumludur. Erkek ise aile fertlerinin amiridir ve onlardan sorunludur.”Kadınlar da kocasının evininde bir koruyucudur. O da mesuldür, oda sorumludur. Kısaca, hepiniz koruyucusunuz, himayenizde bulunanların hukukundan sorumlusunuz.
Huzur ve mutluluk bulunmayan bir aile yuvasında çocuklar çok çabuk etkilenir. Hatta bu evi terk etmeye kadar gidebilir. Günümüz toplumunda bunun örneklerini çok görmekteyiz. Evi terk eden çocuklar, kötü emelli insanlar tarafından kullanılıyor alkol, uyuşturucu ve soygun bataklığına saplanıyor. Yapılan istatistiklerde ceza evlerinde bulunan tutuklu ve mahkûmların büyük bir çoğunluğunu gençler oluşturmaktadır. Bu durum, toplumda sosyal bir hastalık haline geliyor. Evi terk eden kız çocukları fuhuş bataklığına sürükleniyor, toplumun yapısı bozuluyor. Ana ile babanın, aile ocağında huzur ve mutluluğu sağlamaları gerekir. Çocuklarına iyi örnek olmaları gerekir. Onlara dinini, kitabını, peygamberini, vatanını, milletini, bayrağını sevdirmeleri gerekir.
Bu konuda Kuran-ı Kerim’de şöyle buyruluyor:
“Allah kesin olarak şunları emretti:
Ancak, kendisine ibadet edin. Anaya babaya güzel muamele edin. Eğer onlar senin yanında ihtiyarlık haline düşerlerde onlara of bile deme ve onları azarlama. İkisine de iyi ve yumuşak söz söyle. İkisini de acıyarak tevazu kanadını indir ve şöyle de Allah’ım onlar beni küçükken terbiye edip yetiştirdikleri gibi sen de kendilerine merhamet et.” (5)
Peygamberimiz de şöyle buyuruyor.
“Amellerin en faziletlisi vaktinde kılınan namaz ve anaya babaya yapılan iyiliktir.” (6)
Kur’an-ı Kerim’de Allah’a ibadetten sonra anaya babaya itaat emredilir. Ana babasının rızasını alan Allah’ın rızasını almıştır. Dinimize göre duası kabul olunan kişilerden biri de ana babasının duasını alandır.
“Cennet anaların ayakları altındadır” ifadesi dünyaca sembolleşmiştir. Eğer evlatlar ana ve babadan uzak yerde oturuyorlarsa, Sılayı rahim farz olur. Eğer evlatlar onları ziyaret edemiyorlarsa, onların telefonla hal ve hatırları sorulmalı, gönülleri alınmalıdır.
Ana babaya saygı gösteren kardeşler birbirleriyle iyi geçinmeli, büyükler küçükleri şefkat ve merhametle sevmeli; küçükler de büyüklere saygı ve hürmet göstermelidir.
Anlatılan şu kıssa konumuz için güzel bir örnektir:
Bir baba ölümünün yaklaştığını anlayınca çocuklarını etrafına çağırır. Küçük çocuğa dışarıdaki ağaçtan bir dal kırıp getirmesini söyler. Küçük çocuk bir dal kırıp getirir. Baba o dalı bükmesini emreder. Küçük çocuk büker ve dal kırılır. Tekrar der ki şimdi git 10 tane dal kırıp getir. Çocuk 10 tane dal kırıp getirir. Onların hepsini bir arada bükmesi ister. Çocuk hepsini bir arada kıramaz. Baba şöyle der:
“Eğer birbirinizle iyi geçinmeyerek koparsanız, hepiniz bu dal gibi kırılırsınız. Hepiniz bir arada iyi geçinip birbirinize bağlı olursanız kırılmazsınız.”
Aileler ne kadar huzurlu ve mutlu olursa, o ailelerden meydana gelen cemiyette o kadar huzurlu ve mutlu olur.
(1) Riyazüs-Salihin Tercümesi, Cilt1, Sayfa:318(2) Riyazüs-Salihin Tercümesi, Cilt1, Sayfa:320(3) Veda Hutbesi(4) Tahrim Suresi, Ayet:6(5) İsra Suresi, Ayet:23-24(6) Riyazüs-Salihin Tercümesi, Cilt1, Sayfa:347

25 Ocak 2009 Pazar

Akçapınar Köyündeki Haneler ve Sülaleler

Hüseyin

Eski ve Köklü Sülalelerden Bazıları:

Hırceller Çolaklar
Berberler Malaslar
Mulazımlar Memişler
Eseler Pekmezler
Mollalar Abdegiller ve diğerleri.

Hırceller: Sülalede Ali ismindeki bir kişinin boyunun kısa olmasından dolayı ona kısa manasına Hırca Ali denildiği; halkında bu kelimeyi Hırceller olarak kullandığı düşünülmektedir. Eski, köklü ve kalabalık bir sülaledir. Altı hanedirler: a) Hırcellerin Ahmet Sanlı. b) Kaymakçıların İsmail Küçük ve Recep Küçük. Rahmetli dedeleri çocukken annesinden saklı olarak sık sık yoğurdun kaymağını yediği için oğluna kaymakçı demiş bu da lakap olarak kalmıştır. c) Yusafaların Mehmet Küçük. Ölen babasının isminin Yusuf olmasından dolayı bu hane Yusufalar diye anılır. d) Atikelerin Mehmet Sanlı. Ölen ninelerinin isminin Atike olmasından dolayı Atikeler diye anılırlar. e) Gorcuların Halbiram (Halil İbrahim Sanlı) ve Turan Sanlı. Ölen babalarının yıllarca köyün koruyuculuğunu yapmasından dolayı Gorcular diye anılırlar. f) Rahmeti olan Alfatçıların Durali Bilgin. Hayvanları otlatmaktan gelirken cebine alfat (alhat) koyup çocuklara dağıttığı için Alfatçılar diye anılırlar. Bu hane Şahanlardan gelen Hüseyin Öztürk’le devam etmektedir.

Berberler: Sülalede berberlik yapan bir kişi olmasından dolayı bu isimle anıldıkları düşünülmektedir. Eski ve köklü bir ailedir. Dört hanedirler. a) Eyüp Berber. b) Hırcallerin İbrahim Berber. c) Hırcellerin Ahmet Berber. d) Rahmetli olan Hırcellerin Muhittin Berber. Eşi Nazmiye Berber’le bu hane devam etmektedir. Büyük dedeleri köyün başka bir sülalesi olan Hırcellerden olduğu için Hırcaller denilmiştir.

Mülazımlar - İlamcalar: Bu sülalede Mülazım (komutan) bu aileden biri askerde alt düzeyde komutanlık yaptığı için bu isimle anılmıştır. Daha sonra bu sülalenin ismi, İlamcalar olarak devam etmiştir. İlamcalar, Ali Amcanın halk arasındaki söyleniş şeklidir. Eski ve köklü bir sülaledir. Delalar, bu sülaleden gelmektedir. Rahmetli Mehmet Seyyar amcanın rol olarak yaptığı hareket ve davranışlara izafeten Delalar denilmiştir. İki hanedirler. a) Selahattin Seyyar. Almanya’da çalışıp döndüğü için Almanyalı da denilir. b) Necati Seyyar. c) Bu sülaleden olan İsmail Hakkı İmamlar hanesine gitmiştir.

Eseler: Eseler kelimesinin Eslekliden geldiği düşünülmektedir. Eslekli, inatçı ve aksi manalarına gelmektedir. Dört hanedirler. a) Aşağı Eseler. Veysi Esen’le b) Yukarı Eseler. Hüseyin Yılmaz’la devam etmektedir. c) Arfalar da bu sülaledendir. Rahmetli olmuş hane sahibinin isminin Arif olmasından dolayı Arfalar denilmiştir. Bu sülale Abdegillerden gelme Âdem Eker’le devam etmektedir. d) Rahmetli olan Veysel Esen. Eşi Ayşe Esen’le bu hane devam etmektedir.

Mollalar – Eyüpçavuşlar: Molla, dini konularda bilgi sahibi olanlara verilen bir unvandır. Bu sülale de bu vasfa sahip birisi olduğu için Mollalar denildiği düşünülmektedir. Ayrıca askerde çavuşluk yapmış Eyüp ismindeki zattan dolayı Eyüp Çavuşlar da denilir. Eski ve köklü bir sülaledir. Dört hanedirler. a) Ali Özen (Altıparmak) b) Rahmetli Mehmet Özen (Şakir Mehmet).Bu hane sönmüştür. c) Eyüp Özen. d) Ömer Özen.

Çolaklar: Aile bireylerinden birinde bedensel bir engel bulunması nedeniyle Çolaklar dinildiği düşünülmektedir. Eski ve köklü bir ailedir. Beş hanedirler. a) İsmail Çolak. b) Recep Çolak. c) Mustafa Çolak. d) Rahmi Çolak.Bu sülaleye İsmail adındaki dedelerinden dolayı İsmeylalar, babaları rahmetli Mehmet Çolak’ın siyasette Süleyman Demirel’i desteklemesi nedeniyle ayrıca Demireller de denilir. e) Norbeyler de bu sülaledendir. Bu sülale İsmail Çolak’la devam etmektedir. Babasının adının Nuri olmasından dolayı bu isimle anılırlar.

Malaslar: Malas kelimesi, malı has - malı kıymetli - malı iyi anlamına gelir. Köyde en iyi mallar, en iyi yerler, en iyi araziler bu sülalenin elindedir. Bundan dolayı Malaslar denildiği düşünülmektedir. Eski ve köklü bir sülaledir. İki hanedirler. a) Büyük Malaslar. Bu hanede kimse kalmamıştır. İsmeylalardan olan Sadullah Çolak bu hanenin evini satın almıştır. b) Küçük Malaslar. Bu hane Nurettin Biçer’le devam etmektedir.

Memişler: Bu isim, sülalede yaşamış bir kişinin isminden gelmektedir. Memiş kelimesinin Mehmet’in kısaltılmasından geldiği düşünülmektedir. Eski ve köklü ve kalabalık bir sülaledir. Altı hanedirler. a) Hacı İbramlar. Hacı İbrahim’ den gelmektedir. Bu aile Mustafa Arslan’la devam etmektedir. b) Gadiralar. Kadir isminden gelmektedir. Bu aile Norbeylerden gelme Mehmet Çolak’la devam etmektedir. c) Süleymanlar. Süleyman isminden gelmektedir. Bu aile Sabahattin Arslanl’a devam etmektedir. d) Mıstabeyler. Mustafa isminden gelmektedir. Rahmetli Hüseyin Arslan bu sülaledendir. Eşi Fitnat Arslan’la bu hane devam etmektedir. e) Memişlerin İsmail Arslan ise tek kişidir. f) Recep Arslan ise Eskişehir’de oturmaktadır. Haneyi Tayirlerin Hürmüs hala satın almıştır .

Pekmezler: Eskiden köyde bağcılık ve yetiştirilen üzümlerden de pekmez yapılırmış. Bu ailenin de çok pekmez yaptığı için bu isimle anıldığı düşünülmektedir. Eski ve köklü bir sülaledir. Dört hanedirler. a) Aşağı pekmezler. Mustafa Pekmez vefat etmiştir. Oğlu İsmail Pekmez İstanbul'da oturmaktadır.Bu hanede Hatice Pekmez bulunmaktadır. b) Yukarı Pekmezler. İbrahim Pekmez’le devam etmektedir. c) Emin Pekmez. Basının adı Osman olduğu için Osman’lar diye anılmaktadır. d) Fehmi Pekmez. Adapazarı’nda oturmakta olup zaman zaman köye gelmektedir. Bu ev pekmezler sülalesinden olup rahmetli olmuş Mehmet Pekmez’in evidir. Onun oğullarından birisi Taraklı’ya yerleşmiş olan rahmetli Hüseyin Pekmez, diğeri ise Alifuatpaşa’ya yerleşmiş olan Şerafettin Pekmezdir.

Abdegiller: Sülaledeki büyüklerden birinin adının Abdullah olmasından dolayı Abdullah giller denilmiş, daha sonra bu isim halk arasında Abdegiller olarak söylenmiştir. Üç hanedirler. a) Aşağı Abdegiller. Burhan Eker’le; b) Yukarı Abdegiller. İbrahim Eker’le devam etmektedir. c) Hasan Eker. Oturduğu ev, Taraklı’ya yerleşen rahmetli Dönme Hüseyin’e ait iken Abdegiller tarafından satın alınmıştır. Dönme Hüseyin Rum’dur. Kurtuluş savaşında Geyve’nin yukarısında bulunan Rum köyünden kaçarak köye sığınmış ve Müslüman olmuştur. Bundan dolayı Dönme Hüseyin denilmiştir.

Kavuşlar: Hasretle bekledikleri kişiye kavuştukları için bu isminle anıldıkları düşünülmektedir. Üç hanedirler. a) Aşağı Kavuşlar. Fazlullah Çam, Hüseyin Çam Rahmetli olmuşlardır. Fazlullah Çam’ın oğlu Mehmet Çam İstanbul’da oturmaktadır.Bu hanede Ayşe Çam bulunmaktadır. b) Yukarı Kavuşalar. Mustafa Çelikpençe ile devam etmektedir. c) Öteykalar , (Öte yakadakiler) da Kavuşalar sülalesindendir. Bu sülale Ahmet Çam ve Mehmet Çam’la devam etmektedir.

Kadirler: Aile büyüklerinden birisinin adının Kadir olmasından dolayı bu isimle anıldıkları düşünülmektedir. Tek hanedir. Bu hane Hüseyin Bilen’le devam etmektedir.

Albeyler: Ali isminden gelmektedir. Tek hanedir. Bu ailede Abdegillerden gitme Abdullah Eker'le devam etmektedir.

Molfazlar – Hocalar: Bu sülalede bulunan Fazlı adındaki kişiye Molla Fazlı denildiği için halk bunu Molfazlar olarak söylemiştir. Daha sonra İsmail adındaki dedelerinin köyün imam hatipliğini yapmasından dolayı da hocalar denilmiştir. Tek hanedir. Bu aile Mustafa Akkaya ile devam etmektedir.

Eğitmenler: Rahmetli olmuş İbrahim Özdemir adındaki kişi resmi görevle köyde eğitmen (Öğretmen) olarak köyün gençlerine öğretmenlik yaptığı için Eğitmenler denilmiştir. Oğlu da öğretmenlik yaparken kanser hastalığından ölmüştür. Hane boştur.

Halitler: Hanenin büyüğünün ismi Halit olduğu için Halitler denilmiştir. Bu hane boş durmaktadır. Bu haneden olan Abdullah Özdemir Adapazarı’na yerleşmiş ve vefat etmiştir. Arif Özdemir ise Taraklı da oturmaktadır.

Şahanlar: Bu sülalede bulunanlardan birine Şahan denildiği için bu isimle anıldıkları düşünülmektedir. Tek hanedir. Bu aile Mehmet Ali Östürk’le devem etmektedir.

Tairler: Aile büyüklerinden birinin adının Tahir olması nedeniyle bu isimle anıldıkları düşünülmektedir. Tek hanedir. Bu aile Mehmet Civelek’le devam etmektedir.

İmamlar: Ailede imamlık yapmış birisi olmasından dolayı bu isimle anılırlar. Hane sahibi İsmail Yavuz rahmetli olmuştur. Bu hane İlamcalardan gelme İsmail Hakkı ile devam etmektedir.

Hallalar: Halil isminden gelmektedir. Tek hanedir. Bu aile Hayati Keskin’le devam etmektedir. Rahmetli olan (Halibiram) Halil İbrahim Keskin de Hallalardandır. Evini Hayati Keskin satın almıştır. Eşi ve kız çocukları dağılmışlardır. Rahmetli olan Irza dayı da Hallalardandır. Bu hana sönmüştür. Evleri Tomaşların evinin karşısındaydı. Geyve’de oturan Mehmet Ünal bu hanedendir.

Tomaşlar: Aile büyüklerinden Mehmet adındaki kişi çocukken kendinse kızılıp söylenildiği zaman bir kenara çekilip somuturmuş. Annesi de ona hemen küsüp somutan manasına Tomaş dermiş. İşte daha sonra bu aileye tomaşlar denilmiştir. İki hanedirler. a) Aşağı Tomaşlar. İsmail Atar’la devam etmektedir. b)Yukarı Tomaşlar. Bu hane sönmüştür. Bu aileden olan Recai Atar Sapanca'da Kazım Atar Geyvenin Bağlar başı köyünde oturmaktadır.

Raşler: Ailede Raşit adında birisinin olmasında'n dolayı bu isimle anıldıkları düşünülmektedir. Tek hanedir. Bu hane Hasan Akpınar’la devam etmektedir.

Emitler – Çeteler: Bu aileye Hemitler ovasıda bir bağlantıları olması nedeniyle bu isimin verildiği düşünülmektedir. Bu hanenin evinin de Irmağın (çamaşırhanenin) yanında olduğu, daha sonra yıkıldığı belirtilmektedir. Daha sonra Rahmetli Mustafa Aydın’a gözünün pek ve cesaretli olması nedeniyle Çeteler denilmiştir. Tek hanedir. Bu hane İsmail Aydın’la devam etmektedir. Ayrıca İsmail Aydın’ın bu günkü oturduğu yerde anneannesinin Taraklı’dan gelme beyi Demirci oturduğu için Demircilerde denilmektedir.

Kavuklar: Aile büyüklerinden birisinin başına sarıklı başlık giymesi nedeniyle bu isimle anıldıkları düşünülmektedir. İki hanedirler. a) Aşağı Kavuklar. Bu hane İsmail Çetin'le devam etmektedir. b) Yukarı kavuklar. Bu hane Mehmet Çetin’le deva etmektedir. Mehmet Çetin İstanbul’da oturmakta olup zaman zaman köye gelmektedir.

Hacılar: Aile büyüklerinden birinin hacca gitmesi veya adının hacı olması nedeniyle bu isimle anıldıkları düşünülmektedir. Tek hanedir. Bu hane İbrahim Arslan’la devam etmektedir.

Terziler: Rahmetli olan Mustafa Terzi Duman köyünden Köselerdendir. Eşi köyün terziliğini yaptığı için Terziler denilmiştir. Tek hanedir. Bu hane Mehmet Terzi ile devam etmektedir. Mehmet Terzi, İzmit’te oturmakta olup zaman zaman köye gelmektedir.

Rasmalar: Rahmetli olan Rasim Kaplan Duman köyünden Ali Beylerdendir. Adından dolayı Rasmalar denilmiştir. Tek hanedir. Bu hane Halis Kaplan’la devam etmektedir.

Cambazlar: Ailede cambazlık yapan yani hayvan alıp satan veya davranışları ile cambazlık hareketleri yapan birinin olması nedeniyle bu isimle anıldıkları düşünülmektedir. Tek hanedir. Bu hane Nihat Cambazla devam etmektedir. Nihat Cambaz Karasu’da oturmakta olup zaman zaman köye gelmektedir.

Durmuşlar: Rahmetli olan Durmuş Saraç kurtuluş savaşında Geyve yakılarında Rum köyünden kaçıp köye yerleşmiştir. İsminden dolayı Durmuşalar denilir. Tek hanedir. Bu hane Mehmet Saraçla devam etmektedir.

Alesmanlar: Aile büyüklerden Ali Osman adındaki kişiye izafeten bu isimle anılırlar. Bu haneden olan Cemalettin Üzüm Geyve’de oturmaktadır. Gorcuların evinin arkasında olan bu hanenin evi Kadirler tarafından satın alınmıştır. Ayrıca Alesmanlardan olan yukarı Pekmezlerin evinin yanında rahmetli Hüseyin Üzüm’ün evi vardır. Hane sönmüştür. Ev Yukarı Eseler tarafından satın alınmıştır.

Hentepler: Hanenin büyüklerinden birinin Antep’le ilgili bir anısı nedeniyle bu isimle anıldıkları düşünülmektedir. Hane sönmüştür. Ev yıkılmıştır. Yeri iki Kavukların evleri arasındadır.

Onbaşılar: Hanede askerde onbaşılık yapmış birisinin olması nedeniyle bu isimle anıldıkları düşünülmektedir. Hane sönmüştür. Ev yıkılmıştır. Yeri İmamların eski evininin arkasında küllük denilen yerdedir.

Poyrazlar: Bu hane sönmüştür. Ev yıkılmıştır. Evin olduğu yerde bugün Alfatçıların evi vardır. Evleri poyraz rüzgârını çok aldığı için bu haneye Poyrazlar denildiği düşünülmektedir. Hacı Keramlar. Köyümüzden ilk hacca gidenlerden olan hacı Mustafa amca aşık olup beyit söylediği için hacı keramlar denilmiştir. Hacı Kerem amca daha sonra Taraklı'ya yerleşmiş ve orada rahmetli olmuştur. Evi yıkılmıştır. Yeri şu anda Mustafa Çelikpençe'dedir. Ahmet amca: (Deli Amet diye anılır). Hırceller'rin büyüğüdür. Rahmetli gorcu Mehmet amca, rahmetli Hırceller'in Durali amca, rahmetli Alfatçılar'ın Durali amcanın babalarıdır. Evi yıkılmıştır. Yeri yukarı kavukların evinin önündeydi.