3 Kasım 2007 Cumartesi

Yağmur ve Yağmur Taşı

Bilim ve son din İslam evrenin başlangıcının sis bulutundan meydana geldiğini belirtmektedir. Değişim ve gelişim sonucu yeni oluşumlar meydana gelmiştir.
Evrendeki bu değişim ve oluşum hala devam etmektedir. Ozon tabakasının delinmesi ve küresel ısınma bu değişim ve gelişimin sonucudur. Asırlar önce insanlar, Orta Asya da ki değişim sonucu başlayan kuraklık nedeniyle buradan göç etmişler ve değişik bölgelere yerleşmişlerdir. Çağımızda küresel ısınma ile başlayan kuraklık sonucu insanlar, başka gezegenlerde kendilerine yeni yerleşim yerleri arayacaklardır. Evrende bir takım kanunlar vardır. Güneşin doğması batması, gece ile gündüzün birbirini takip etmesi, mevsimlerin oluşması bu kanunların sonucudur. Hayatın devamını bir takım tabiat kanunlarına bağlayan, kâinatta bir nizam- bir sistem kuran yüce kudret, yağmurun yağmasını özel takdirine bırakmıştır. “Rüzgârları yağmurdan önce hazırlayıcı olarak gönderen odur. Sununda o rüzgârlar ağır yağmur yüklü bulutları yüklenince, onu ölü bir memlekete sevk ederiz. Oraya su indirir ve onunla her türlü mahsulü yetiştiririz.” (Araf/57) Yağmur yağdırma yetkisi Allah’ın özel takdirinde ve yetkisinde olduğu için şerefli peygamberimiz, yağmur yağmadığı zaman ona dua ederek yağmur istemiştir. Çünkü kutsal kitap Kur’an-ı Kerim’de dua edenin duasına cevap verileceği beyan ediliyor. Ancak duanın kabul olunması için günahlardan temizlenmek lazım. Duada samimi olmak, iyi konsantre olup dileğimizi yüce yaratıcıya iyi arz etmemiz lazım. İnsanlar çaresiz kaldıkları zaman batıl yollara başvurmuşlar. Dileklerini türbelere arz etmişler, veli ve ulu kişilerden medet ummuşlar, hatta taştan- topraktan- ağaçtan çare umar hale gelmişlerdir. Adapazarı’nın sınır köyü olan Hacıaliler köyünde tarihçesi bilinmeyen Rumlardan kaldığı tahmin edilen- mermerden- kere şeklinde- iki metre uzunluğunda adına: “ yağmur taşı” denilen bir taş vardır. Yöre halkı yağmur yağmadığı zaman bir araya gelerek hep beraber bu taşı kaldırırlar, yağmur yağacağına inanırlar. “Hatta filan köyün halkı taşın kaldırılmasında bulunmazsa, yine yağmur yağmaz denilir.” Bu düşünce sınır ihlali yüzünden köyler arasında sık sık kırgınlık ve dargınlıkların yaşandığı bir zamanda olumlu bir davranış olsa gerek. Yağmur yağmadığı zaman halk arasında denir ki:“ Tabi yağmur yağmaz. Çünkü bu sene yağmur taşını kaldırmadılar.” Bu sene Doğu Anadolu ve Karadeniz bölgelerimizde yağmurun fazla yağmasından dolayı hasat yapılamazken, batı bölgelerimizde kuraklıktan dolayı verimli hasat elde edilememiştir. Bu durum, hangi yöreye- hangi bölgeye- ne zaman- ne kadar yağmur yağması gerektiği yüce kudretin takdirine bağlı olduğunu göstermektedir. Eğer bir yöreye yağmur yağmıyorsa bundan dolayı yeraltı su kaynakları kuruyorsa insanlar biraz da kendini sorgulamalı, kusuru kendilerinde aramalıdır.Bakınız Allah ne buyuruyor: “Söyleyin bakayım? Yağan yağmurlar kesilecek, yeraltı sularınız çekilecek olsa, size kim bir su kaynağı sağlayabilir? (Mülk/30) Durumu takdirlerinize sunuyorum.

Hiç yorum yok: