19 Şubat 2008 Salı

İnsanlık Tarihi ve Darwin Teorisi



Kutsal dinlere göre ilk insan Hz. Âdem’dir. Yüce Allah onu topraktan yaratmıştır. Uyum sağlaması için özünün de yeryüzünün elementlerinden olmasını dilemiştir.

İnsanoğlu yerin her tarafından alınan toprak cinslerinin birleştirilmesiyle yaratılmıştır. Bundan dolayı insanlar değişik karakterler taşımaktadır. Kendilerinde bulunan toprak miktarlarına göre insanların kimi kırmızı- kimi beyaz- kimi siyah- kimi bunların arasında bir renktedir. Huy bakımından da kimi yumuşak- kimi sert- kimi kötü- kimi de iyidir.

Allah insanı mükemmel ve en güzel bir biçimde yaratmış, onu yaratırken de toprağı çeşitli hal ve safhalardan, bir evrim sürecinden geçirmiştir.

Evrim: Kademe kademe oluşan bir değişim ve gelişimdir. İnsanın iki unsuru vardır. Su ve toprak. Yeryüzünün 3/4 sudur. İnsanın da vücudunun 3/4 sudur.

Toprağın su ile karıştırılıp, şekil ve suretin tamamlanmasından sonra Hz. Âdem’e can ve ruh verilmiştir. Bundan sonra insanoğlunun soyu kendi sulbünden, Hz. Âdem’den devam etmiştir.

Kuran’ı Kerim de insanın yaratılışı şöyle anlatılır:

“Biz ilk insanı süzme çamurdan yarattık. Sonra onu bir sistem halinde döl suyu damlasıyla korumalı bir yuvaya (rahme) yerleştirdik. Sonra bu döl suyu damlasından hücreyi yarattık. Sonra bu hücreden cenini; ceninden de kemikleri yarattık. Sonra da kemiklere et giydirip onu mükemmel bir varlık haline getirdik. Öyleyse yaratanların en büyük ustası olan Allah ne kadar yücedir.”(Müminun / 12-14)

İnsanoğlunun yaratılış ile ilgili çeşitli efsaneler üretilmiş, tarih boyunca kurulan medeniyetler insanın orijinalini bulmaya çalışmışlardır. Tüm türlerin ortak bir canlıdan meydana geldiğine, zamanla değişime uğradığına dair bir nazariye ortaya atılmış, adına da Evrim Teorisi denilmiştir.

Tarihi eski Yunan’a -Antik çağa kadar dayanan Evrim Teorisi, 19.yüzyılda yaşayan İngiliz doğa bilimcisi Darvin tarafından ileriye sürülmüş bir nazariyedir.150 yıllık bir geçmişi olmasına rağmen dünyada tartışma meydana getiren, bilim tarihin de ayrılıklara, tartışmalara yol açan biyolojik bir teoridir. Konu insan olunca bu teori her kesimi, her alanı etkilemiş; ispatlamaya çalışanlar olduğu gibi çürütmeye çalışanlar da olmuştur.

Evrim Teorisi, deney ve gözleme dayanan bir teori değildir. Çünkü evrim için çok uzun bir süreç gerekmektedir. Böyle uzun bir süreç de hiçbir zaman deney veya gözleme dayanmaz. Evrim Teorisi’nin, Newton kanunu gibi kesinleşmiş bir yapısı yoktur.

Evrim Teorisi, hem Hıristiyan hem Yahudi hem Müslümanlarca yaratılışı inkâr manasına geldiğinden kabul edilmemiş, din ve bilim otoritelerince karşı çıkılmıştır.

Evrim Teorisinin ortaya çıktığı asırda ilim ve teknoloji zamanımızdaki kadar ilerlememişti. O dönemde hücre, canlının en küçük yapısını teşkil eden obje olarak biliniyordu. Oysa hücrenin içinde ondan daha küçük DNA moleküllerinin olduğu tespit edilmiştir.

Eğer Evrim Teorisinin öne sürdüğü gibi bir türden diğer bir türe geçiş var ise, bu değişikliği yapan faktörlerin açıklanması gerekir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi canlıların temel maddesi hücrelerde bulunan DNA molekülleridir. Bir canlının tüm karakterleri DNA yapısında saklıdır. İnsan vücudu ile ilgili tüm bilgiler burada kodlanmıştır. DNA çok hassas bir yapıya sahiptir. DNA’yı bozacak bir dış etki, canlıyı olumsuz bir şekilde etkiler ve DNA’sının bozulmasına yol açar. Bu da canlının ölümüne sebep olur.

Türlerinin birbirine dönüşmesi imkânsızdır. Çünkü doğa da böyle bir güç yoktur. Doğa dediğimiz olgu: Taşı-toprağı -havayı -suyu oluşturan bütün bilinçsiz atomların bir toplamıdır. Bunca cansız madde yığının bir solucanı oluşturacak; sonrada onu bir balığa çevirecek; sonrada onu karaya çıkarıp sürüngen yapacak; sonrada onu uçan kuş yapacak; en sonunda insana dönüştürecek bir güce sahip değildir. Bu güne kadar yeryüzünde canlıların evrimleştiğine dair tek bir gözlenmiş delil yoktur.

Darvin Teorisinin fosil kalıntıları ile kanıtlanabileceği öne sürülmüş, ancak birçok biyolojik ve evrensel faktörlerin bu fosillerde deformasyonlara yol açacağı unutulmuştur.

Sonuç olarak diyorum ki: Nazariye halinde olan Darvin Teorisi dünyadaki birçok bilim adamınca kabul edilmemiştir.

Kutsal dinlerin beyan ettiği gibi insanoğlu Hz. Âdem’den meydana gelmiş; Hz. Âdem’de topraktan yaratılmıştır. İnsanın topraktan yaratıldığına dair birçok bilimsel delil vardır.

Toprağın içinde bir takım elementler vardır. Toprakta demir vardır, kalsiyum vardır, fosfor vardır, magnezyum v.s. vardır. İnsanın yapısı incelendiği zaman aynı elementlerin insanın yapısında da olduğu görülür. Rahatsızlanıp doktora gittiğimiz zaman Doktor: “Sende demir eksikliği var-sende kalsiyum eksikliği var” der. Ve ilaç verir.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi toprakta bir takım renkler vardır. Kırmızı toprak vardır-siyah toprak vardır-beyaz toprak vardır. Aynı renkler insanlarda da İnsan toprakla hayatını devam ettirir. Geniş düşündüğümüz zaman her şey ya direk ya da endirekt topraktandır. İnsan toprakla beslenir- toprakla yaşar- toprağa döner.

İnsan ölünce ruh bedenden ayrılır. Ona kimse sahip çıkmaz olur. Annesi babası ve bütün sevdikleri onu biran önce yerine göndermek isterler. Daha fazla bekletemezler. Onu toprağa gömerler. Böylece insan da hakiki dostuna kavuşur. Aslına dönüşür.

İnsanoğlu artık şöyle söyler: “Benim sadık yârim kara topraktır.”

15 yorum:

Adsız dedi ki...

MADEM DARVİN TEORİSİ YANLIŞ..

NEDEN KOCA KITALARI YÖNETENLER YENİ ÜLKELER ARIYOR.

NEDEN İNSANLAR VATANININ ASKERİNİ MASUM İNSANINI ÖLDÜRÜYOR...

NEDEN TORPİLLE İŞİ GİRİLİP KAYIRMACI İHALELER DAĞITILIYOR..

bedenleri bilmem ama dünyada yaşayanların iki ayaklıları maymunların bozulmuş haline benziyor. BELKİDE DARVİN BUNU SÖYLEMEK İSTEMİŞTİR.

Adsız dedi ki...

ben sizin gibi internette yok kım kımınle cıkıyo yok msn takılmıyom..ben akıl ve bılıme ınanan ve her seyden once akıl ve bılımı savunan bır ınsanım..siz adem ve havvaya inananlar bunların cocukları bırbırlerıyle evlenıyor pekı nasıl oluyorda onların cocukarı özurlu dogmuyor.. bugun ablanız yada kız kardesınızle evlendıgınızde cocugun ozurlu dogması 100 de %100 ise bunların cocukları nası ozurlu dogmuyo..bana sorarsanız allah bır ıhtıyac sonucu ortaya atılmıstır. ınlarlar bır seylerı acıklayamamıs ve bu yuzdende bır buyuk yaratanın olduguna ınanmıstır.ornek bır ot bu ot nerde dunyada dunyayı kim yaratmıs evren evrenı kım yaratmıs..işte burta tıkanıyoruz ınsanlar bunu acıklayamıyor onun ıcın allah dıye bır kavram olusturulmustur.Ama canım bılım adamları bunları acıklayabılmek ıcın adam hayatını adıyo bır ımam ordan cıkıyo bu kuranı kerımde var sen boku bokuna arastırma yapmıssın dıyolar.Sız bu bılım adamının yerınde olsanız ne yapardınız adam deney gozleme dayanarak bır fıkır soluyo ordan bır ımam bır cumleye bakarak gerceklerı soledıgıne ınanıyor bole bır dusunce olamazzzzzzzzz..Simdi gelelim darwin teorisine benım gorusum su.Ben 15 yasındayım gecen sene fen dersınde populasyon ve mutasyonu ısledık orda hocamız oyle bır ornek verdıkı cok guzel eskıden zurafaların boyunları kısaymıs bunu fosıllerden anlıyoruzz..sonra yasadıkları cevrede bır bıtkı kurunu yerlermıs bu bıtkı turunun koklerı govdesı dıkenlıymıs zurafalar bunu yıyemedıklerı ıcın mutasyana ugramıslardır yanı dogaya uyum saglamıslardır.ve boyunları uzamıstır bu bır senede olcak ıs deıl.bınlerce yılda olan sey bunlar.ınsanlarda maymun veya baska bır hayvandan evrım gecırebılırız.. bir ornek daha verıyım atların atası kedı boyunda uc tırnaklı bır hayvandı..evrestı bugunku at seklını aldı nerden nereye ıste canlılar kendılerını evrımlestıre bılırler.bıze en yakın canlı maymunlardır gerek fızıksel gorunuz gerekse beyın ve ıc organları bakımından.Sımdı sıze sunu gonderıyorum ve bunu dıkkatlıce okuyunnn!!!

Tarihi geriye sararsak, özellikle on beşinci yüzyıldan on sekizinci yüzyılın sonuna kadar, çok az sayıda bilimsel araştırma gerçekleştirildiğini görüyoruz. Ama, on dokuzuncu yüzyıl, bilim alanında altınçağı açtı. Bu devrede, doğa bilimcilerin çoğu, gezilere dayanarak çalışmalarını sürdürdüler. Genç bir bilim adamı olan Darwin de Evrim Kuramının temel taşlarını bu şekilde yerleştirmeye başladı.

Charles Darwin, 1809 yılında İngiltere’de doğdu. Babası onu on altı yaşında Edinburgh Üniversitesine gönderdi. Burada başladığı tıp ve daha sonra devam ettiği hukuk öğrenimini gereksiz bularak yarıda kesti. Ardından Cambridge Üniversitesine bağlı bir kolejde teoloji (dini bilimler) öğrenimi gördü. Fakat aklı, bilim çevresindeydi. O arada tanıştığı Botanikçi John Henslow’un önerisiyle, İngiliz Deniz Kuvvetleri için, dünya çevresinde harita yapmakla görevlendirilen gemiyle beş sene sürecek bir geziye çıkmaya karar verdi. Gemi,1831 yılında denize açıldı.

Gezi sırasında fosiller topladı, jeolojik katmanları inceledi, sayısız gözlemler yaptı. Arjantin’in Paspas denilen bölgelerinde soyu tükenmiş birçok hayvan nesli buldu. Jeolojik katmanların bünyesindeki fosillerin değişimini dikkatle izledi ve hayvan türlerinin değişik ortamlara yaptıkları uyumları saptadı.

Onun, canlıların yavaş yavaş değişmesine ilişkin düşüncesi, kendisi gibi bir bilim adamı olan ALFRED RUSSEL WALLACE’nin teorisine uygun düşmüştü.Ortak görüşleri şöyleydi: “Bütün canlılar bulundukları ortamdaki sayılarını muhafaza edecek matematiksel düzeylerin üzerinde üreme eğilimindedir. Doğal koşulların sabit kalabilmesi, yani ‘denge unsuru’nun oluşturulabilmesi için fazlalık, elimine edilir. Canlı populasyonların(1) hepsi mutasyon gösterir.”

Büyük baskılar sonunda, Wallace ile birlikte görüşlerinin yayımlanmasını kabul etti. Kısaltılmış adıyla “Origin Of Species” (Türlerin Kökeni) isimli bu kitap, ilk günde tüketildi.

Çalışmalarına aralıksız devam etti. İnsanın evrimi ile ilgili düşünceleri “Descent of man selection in relation sex” (İnsanın oluşumu ve Eşeye bağlı seçilim) adlı eseriyle yayımlandı. Darwin bu teorisinde, önceki inançlarda, özellikle mistisizm alanında benimsenen kalıpçı ve tamamen hayal mahsulü olan “Özel yaradılış”düşüncesini reddediyor, diğer memelilerin fizyolojik yapılarında olduğu gibi varoluşun evrimsel yasalara bağlı olduğunu savunuyordu.

Yerleşik inanış ve önyargıların aksine, Evrim Modeli, maden, nebat, hayvan ve insan dizilimiyle oluşmuştu. Çünkü, gerek jeoloji(2) ve paleontolojide(3) gerek embriyoloji(4) ya da karşılaştırmalı anatomide(5) birçok aşamada görüldüğü gibi, bir anda yaratılmanın olanaksızlığı ortaya konmuştu. Darwin,tepki almamak için “Tanrısal yaratılış”ile ilgili düşüncelerini kitabının son kısımlarına monte etti.

Zira ; insanlık tarihinin ilk dönemlerinden beri uygulanmakta olan eğitim yöntemleri, katı mistik inançların etkisi, ayrıca insanın kalıtsal yapısı, yeniliklere kapalı ve itirazcı olunmasına yol açmıştır. Günümüzde bile, gelişen bilim ve teknolojinin birtakım varsayımları devre dışı bırakmasına karşın,Evrim Kuramına tepkiler devam etmektedir.

Oysa mistisizm, gerçek yönüyle insan ismiyle işaret edilen ‘hücresel beden’ sahibi varlığın, insansı adıyla anıldığını, ona kendinden özellikler yükleyerek bir anlamda mutasyon oluşturduğunu haber veriyordu...

Bize göre Darwin’in tek eksikliği, Lamarck’ın “Organizmanın kendinde ve davranışlarındaki değişimler, çevredeki değişikliklerin sonucudur” görüşüne karşı, “Dış dünyanın işlemekte olan kendi yasaları ve kendi mekanizmaları vardır” derken, birimlerin hücre genetiğinde oluşan mutasyonda ve çevresel faktörlerin değişiminde Astrolojik tesirlerin varlığını hissetmemiş olmasıdır.

Düşünen beyinler arasında pek az bilim adamı Charles DARWIN kadar tepki çekmiştir. Yaşadığı dönemde, “Maymunla akrabalık bağın annen tarafından mı, baban tarafından mı?” diye alaya alınmıştı.

Ama, Newton yerçekimi ilkesiyle, devinim yasalarında nasıl yerini almışsa, Darwin de, insanın, ottan çiçeğe, amipten maymuna uzanan, organik dünyanın bir parçası olduğunu göstermiştir.

Onun fikirleri “Evrim Teorisi” adı altında, Tanrı’nın varlığına yer vermemekte, bir bakıma Mutlak Yaratıcı Gücün, varlığın özünde olduğunu kanıtlamaktadır.

Bugün insanlık alemi saygıyla önünde eğiliyor.
Aslında hep böyle olmuştur.

Araştırmaları, atılımcı görüşleri, sentezleri ile Darwin mükemmele yaklaşmıştır..

Kaynakça
Prof.Dr.Ali Demirsoy; Yaşamın Temel Kuralları
Mini Sözlük
(1) Populasyon : Topluluk
(2) Jeoloji : Yer bilimi
(3) Paleontoloji : Jeolojik devirlerde, yeryüzünde
yaşamış varlıkları inceleyen bilim dalı
(4) Embriyoloji : Döllenmiş yumurtanın
gelişim evrelerini inceleyen bilim dalı
(5) Anatomi : İnsan, hayvan ve bitkilerin yapısını,
organların birbiriyle olan ilgilerini inceleyen bilim

DIKKATLICE okuyun sızede ne kadar mantıklı geldı oyle deılmı??Ama ben asla allaha ınanan dındar ınsanlara karsı deılım ben ınsanları ınsan oldukları ve canlılarıda canlı oldukları ıcın sewıyorum herkese ıyı gunler..

Adsız dedi ki...

darvin teorisi diye bir şey yoktur.tek gerçek allh c.c. bizi yarattığıdır.

Adsız dedi ki...

Aslında bu tartışma sadece kısır bir döngü.Yani bu tartışmalar sonunda bu fikir ayrılıkları da yok olmayacaktır.Ben şahsen,Hz.Adem'den geldiğimizi ve onun soyu olduğumuza inanıyorum.İsteyen istediğine inanır.15 yaşındaki arkadaşımız zürafa örneğini vermiş.Bu olay mutasyona örnek değil,bir adaptasyona örnektir.Canlılar değişen dünya karşısında yaşamlarını sürdürebilmek için çevreye ayak uydururlar.Buna da adaptasyon denir.Tıpkı çamların aşırı su kaybını önlemek için iğne yapraklı olması gibi.Zaten doğaya adaptasyon sağlayamayan canlılar belli bir süre sonra yok olurlar.
Hı, ayrıca darwin teorisine inananlara şunu söylemek isterim.Teorinin eğer gerçek olsalydı,ara canlılar olması gerekirdi.Yani yaşam denizde başlayıp ordan karaya geçseydi,ara canlıların olması zorunludur.Çünkü organizma ani bir değişim gerçekleştiremez.Bu yıllar alır ve bu süre zarfında değişik canlı türleri(ara canlılar)ortaya çıkmalıdır.Bazı bilim adamları ara canlı türlerinin fosillerinin bulunduğunu iddia ettiler.Daha sonra anlaşıdıki,bu fosillerin insan eliyle yapılmış birer suni fosil olduğu ortaya çıktı.İnanıp inanmamak sizin elinizde.

Adsız dedi ki...

termodinamik kanununu ''var olan birşey kendi haline bırakıldığında ilerleme göstermez''

Adsız dedi ki...

peki bay darwinci maymun adam sen inanmaya dur bakalım öbür dünyada kimin ihtiyaç sonucu ortaya çıkıp çıkmadığı ortaya çıkar . hoş sen ahirete de inanmazsın ama. ademin oğlundan bay maymuncuya

Adsız dedi ki...

IKI ÇEŞİT EVRIM VARDIR
1-)HZ.ADEM ILK INSANDIR VE O TOPRAKTAN YARATILMIŞTIR... ILKEL DONEME BAKILDIGINDA 30 METRELIK BIR INSAN FOSILI BULUNMUŞ BU KUTSAL KITAPLARDA DA BULUNUR ILK INSANLARIN BOYU VE YAŞI ŞİMDİKININ 5 EVYA 6 KATIDIR.

DAHA SONRA INSAN EVRİM GEÇİRMİŞ


BUNUN SEBEPLERINDEN BIRIDE ORNEĞİN İLK INSANLAR VAHŞİ DOHAYA KARŞI VAHŞİ OLMAKLA BAŞA ÇIKABILMİŞTİR .. ETI ÇİĞ ÇİĞ YIYORDU..DAHA SONRA NE OLDU???

TABI Kİ ATEŞ BULUNDU YANI ARTIK INSAN YAKALADIGI AVI PİŞİREREK YEMEYE BAŞLADI ...
BUNDAN DOLAYIDA INSANIN O ÇENE YAPISI YEDIKLERININ YUMUŞAKLIGINDAN

YANI ETİ PİŞİRDIKTEN SONRA YUMAŞADIGINI HEPIMIZ BILIYORUZZ...

BUNLARDAN DOLAYI INSANIN ÇENE YAPISIDA AYRICA VUCUDUNDA DEĞİŞİMLER NEYDANA GELDI ..YANI UFALDI INSAN OĞLU...





IKINCISI ISE
CHARLESS DARWİN TEORİSİ...



BEN MAYMUN EVLADI DEĞİLİM..!

HİÇ BIR INSAN MAYMUN EVLADI DEĞİLDİR...!
KUR ANI KERIMIN MUCİZELERİNE BAKIN BIR : BAZI BILIM ADAMLARI BUNLARI FARKETTIKÇE DELIRIYORLAR YA DA ÇAREYI MUSLUMAN OLMAKTA BULUYORLAR ...
YANI BUNLAR BIR GERÇEK BU KAİNATI ONCEDEN NE PUTLAR NEDE HELEN_YUNAN TANRILARI YONETMİŞTİR ... BUNA GÜCÜ YETEN TEK İLAH ALLAH(c.c)tIR... SADAKaLLAULAZİM...SELAMUN ALEYKUM...

Adsız dedi ki...

tek gerçek allahtır.

Adsız dedi ki...

aklın yolu birdir. Darwinin insanın maymunlardan türediği saçmalığına inanlar bir düşünün: Madem maymunlardan türedi insanoğlu, o zaman şimdiki zamana kadar fizyolojik ve anotomik yapısı birbirine benzememeyen çok farklı türlerde çeşit çeşit insanlar olurdu. her insanın 2 kolu 2 bacağı 2 gözü,iskelet sistemi organları aynı.afrikadaki insanlar için ayrı,avrupa ve asyadaki insanlar için ayrı tıp eğitimi ve tedavileri yok değil mi?
inançsız insanın aklına da bir şeyler oluyor.Maalesef Darwin insanların allaha olan inancını hedef almış,evrim terorisi aslında sosyal evrim düşüncesini materyalist, sömürgeciliği benimseyen devletler de bu teroriye göre bozgunculuk yaparak savaşları çıkardılar milyonlarca sivil masum insan öldü,çok büyük acılar kayıplar yaşandı.Çanakkalede yatan şehitelerimizi düşünün darwin teorisi nelere yol açmış...

XparTa dedi ki...

DARWİN TEORİSİNİ SAVUNANLAR SİZE SORUYORUM..
İNSANLAR NASIL ÜRÜYÜP ÇOĞALIYOR? DİŞİ İLE ERKEK İNSANIN CİNSEL İLİŞKİSİ SONUCUNDA DÖLLENME İLE OLUŞMUYOR MU?
DÜNYA VAR OLDUKTAN SONRA İNSAN KENDİLİĞİNDEN OLUŞAMAZ HERHALDE
MAYMUNDAN GELDİ DİYORSUNUZ
MAYMUNLARDA BÖYLE ÜRÜYOR DİŞİ VE ERKEK MAYMUNUN İLİŞKİSİ VE DÖLLENME SONUCU OLUŞUYOR..ÇOĞU CANLI BÖYLE BAKTERİLER VİRÜS GİBİ CANLILAR HARİÇ...
PEKİ İNSANLARIN ÜRÜYÜP ÇOĞALABİLMESİ İÇİN İLK ÖNCE BİR ŞEKİLDE BİR DİŞİ VE BİR ERKEK OLMASI GEREKMEZ Mİ AMA BUNLARIN BİR ANNESİ BABASI OLAMAZ OLSA ONLARINDA ANNE VE BABASI OLMASI GEREKİRDİ YANİ BÖYLE SONSUZA KADAR GİDERDİ...
ALLAH İLK OLARAK TOPRAKTAN BİR DİŞİ VE ERKEK YARATTI
SONRA HEP ERKEK VE DİŞİ OLARAK BÜTÜN CANLI TÜRLERİNDEN YARATTI BUNLAR ÇİFTLEŞEREK POPÜLASYON BÜYÜDÜ.
MAYMUNDAN GELMİŞ OLMAMIZ İMKANSIZ ÇÜNKÜ MAYMUNUNDA BİR ANNESİ BABASI OLMASI LAZIM DEĞİL Mİ?
İŞTE GÖRÜYORUZ Kİ BUNLARI YARATAN BİR ALLAH OLMASI GEREK...
BİZİM VARLIĞIMIZ SADECE GÖZÜMÜZDEN ELLERİMİZDEN Mİ İBARET? AKLIMIZ VE DUYGULARIMIZ YOK MU? GÖRMEDİĞİMİZ ŞEY YOK SAYILAMAZ..AKLIMIZIDA GÖREMİYORUZ DUYGULARIMIZIDA AMA BUNLARI HİSSEDİYORUZ..
İŞTE ALLAH VAR DARWİN TEORİSİ YALANDIR!!!
TABİ BU BENİM DÜŞÜNCEM İSTEYEN İSTEDİĞİNE İNANIR!AMA DEDİĞİM GİBİ MAYMUNDAN GELMEDİK MAYMUNDA GİDİP DAHA İLKEL BİR CANLIDAN OLUŞMADI O İLKEL CANLIDA DAHA İLKEL Bİ CANLIDAN OLUŞMADI...
EĞER ÖYLE OLSAYDI İLK ATALARIMIZ TAŞ ÇİÇEK FALAN OLURDU BUKADAR İLKEL ŞEYLERDEN CANLIYA DÖNÜŞMEK GİBİ BİRŞEY OLABİLİR Mİ? EVRİM DİYE BİRŞEY YOKTUR EĞER OLSAYDI ŞUANDA OLURDU!İNTERNETTEN BEN ARAŞTIRDIM FOSİLLERE FALAN BAKTIM BİRSÜRÜ CANLININ FOSİLİ VAR VE KAÇ MİLYON YIL ÖNCEKİ HALLERİYLE ŞU ANKİ HALLERİNDE BİR DEĞİŞİKLİK YOK.DARWİNİN BİR SÖZÜ VAR ''EĞER TEORİM DOĞRU İSE CANLININ EVRİM VE MUTASYON SÜRECİ KADEME KADEME GERÇEKLEŞMİŞTİR.BU ANCAK FOSİL KALINTILARIYLA BULUNABİLİR'' BAKIN ADAM KENDİ AĞZIYLA SÖYLEMİŞ FOSİLLEREDE BAKTILAR HİÇBİR EVRİM İZİ YOK !!

XparTa dedi ki...

EVRİM YALAN

Adsız dedi ki...

bence basta dunyayı yaratan bır güç vardır ama daha sonra türler bırbırınden turemıstır..

Adsız dedi ki...

arkadaşlar bütün yazılanları okudum ve kendimce bir yorum getirmeye çalışacağım ademle havva diyorsunuz iyi güzel ve topraktan yaratıldığı söyleniyor tamam neden değişik renklerden ırkların olduğunu açıklamıyorsunuz vede burda anlatılan insan ırkının enses ilşkiyle oluştuğu çıkmıyormu ortaya bunlara bi açıklık getirirseniz daha mantıklı olmazmı belki çoğunuza göre çok saçma gelebilir ama bende diyorumki ademle hava uzaylılar tarafından bu gezegene bırakılmıştır çünkü o zaman bu gezegende sadece hayvan ırkı yaşıyordu burası uzaylılar tarafından kullanılan bir koloniydi deneme amaçlı bir dişi bir erkek bırakılmıştır sonrada sık sık gözlemlemişlerdir gezegene ayak uydara biliyorlarmı diye sonrada değişik renkte insanlar ıda başka bölgelere bırakmışlardır sonrada gözlemleye başlamışlardır insan nufusu zamanla artınca güç kavgaları iç huzur suzluklar baş gösterince daha bilgili insanları tek tek belirli zamanlarda gezegene indirip insan ırkına yukarda bir yaratıcı olduğunu ve yerlerin ve göklerin hakimi olduğu anlatılıp insanlara çeki düzen verilmesi anlatılmaya çalşılmıştır bence budurumun açıklaması bu insan ırkı kadar vahşi bir ırk yoktur eğer allah korkusu biraz olsun insaları zerk edilmemiş olsaydı şu anda insan ırkı diye bir şey olmazdı düşünün dünya kurulduğundan beri sadece [300]yıl savaşsız geçmiş ona göre şapkanızı önünüze koyun mantıktan ayrılmayın. herkese selam..

WosT dedi ki...

Yorumları okudum çok doğru söyleyen arkadaşlarımız var.

Adsız dedi ki...

darvinin çalışmalarını iyi okuyun o hiç bir zaman insan maymundan türemiştir dememiştir.bu ataistlerin zaman içindeki uydurmalardır.darvin türler arasındaki dönüşümlerin olabileceğini düşünmüş ve kendi tezlerine karşılık anti tezleride sunan zeki bir bilim adamı.ayrıca insan genetik açıdan farelere daha yakındır. ben maymunum allah yoktur diyen salaklar önce canlıların genetik benzerliklerini tarafsız makalelerden araştırsın. evrim teoridir ister inan ister inanma ancak değişen dünya şartlarında canlıların değişmeden kalması çok zor.evrimi allahın mayası olarak görürsek hem dinimizle çakışmamış hem de ataistlerin oyuncağı haline gelmiş olmaktan kurtamış oluruz bu teoriyi.