29 Nisan 2008 Salı

Merhum Sakıp Sabancı



Sakıp Sabancı,hem aile fertleri hem kurum çalışanları hem de Türk Milleti için önemli bir şahsiyetti. O, sevgi doluydu. Konuşmaları ile hem güldürüyor hem de düşündürüyordu. Onu izlerken insan neşe doluyordu.

1933 yılında Kayseri’nin Akçakaya köyünde doğup Adana ve İstanbul da yaşayan Sakıp Sabancı, 10 / Nisan/ 2004 tarihinde vefat etmiştir.
Sabancı, zatürre hastalığı nedeniyle lise eğitimini tamamlayamamış, ancak hayat üniversitesinin bütün bölümlerinde okumuştur.
1948 yılında Akbank’ta çalışma hayatına başlamış, 1966 yılında babası Hacı Ömer Sabancı’nın vefatından sonra kardeşleri ile birlikte Sabancı Holding A.Ş. ni kurarak yönetim kurulu başkanlığına getirilmiştir.
İş dünyasında dolu dolu bir hayat yaşayan Sabancı, TÜSİAD- TOB- Dünya Türk İş Adamları Konseyi Başkanlığı yapmış, iş dünyasından edindiği tecrübelerini kitaplar halinde yayınlamıştır.
Kendisine Türkiye de ve Dünya da birçok kurum ve kuruluş tarafından onur nişanı- şeref nişanı ve fahri doktora unvanı verilmiş, aynı zamanda Devlet Üstün Hizmet Madalyası ile de ödüllendirilmiştir.
O, hem aile fertleri hem kurum çalışanları hem de Türk Milleti için önemli bir şahsiyetti. O, sevgi doluydu. Konuşmaları ile hem güldürüyor hem de düşündürüyordu. Onu izlerken insan neşe doluyordu.
Sözleri kendisine hastı. Davranışları kendisine hastı. Düşüncelerini ifade etmesi kendisine hastı. Kendisine özgü tarzı- şivesi ve gülüşleri belleğimize kaydedilmiştir. Renkli ve enercik kişiliği- insanlara yakın tavırları ile halkın “Sakıp Ağası” olmuştur.
O, sizden- bizden biriydi. Önemli bir kişiydi. Anadolu kültürünü bağrında taşıyordu. Bazen şöyle söylüyordu: “Anam bizi bir araya toplar, bize mantı yapardı.”
O, bütün dünyanın tanıdığı bir kişiydi. Uluslar arası kurumlarla yapılan toplantılarda üretici kişiliği ve straticisi ile her kesimin dikkatini çekmiştir.
O, sosyal yardım kurumlarına ve eğitime yaptığı katkılarıyla manevi yönden geleceğine yatırım yapmıştır. Onun bıraktığı başlıca eserler: Sabanı Vakfı- Sabancı Üniversitesi- Sabancı Camii- Sabancı Hastanesi- Sabancı Müzesi- Sabancı Tiyatro Binası- Sabancı Öğretmen evi- Sabancı Kütüphaneleri- Sabancı Okulları- Sabancı Kreşleri v.s.
Onun kurduğu fabrika ve şirketlerden sadece Türk Milleti değil dünyanın birçok ülkesi de faydalanmaktadır. Dört Kıtada on altı fabrika kurmuştur.
O, bulunduğu Açılış ve toplantıların en gözde simasıydı.
İstanbul da 2002- 2003 Eğitim ve Öğretim yılının başlaması ile ilgili bir tören hazırlanmıştı. Programa pek çok tanınmış sima katılmıştı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı- İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü- İlçe Kaymakamları- İlçe Milli Eğitim Müdürleri- Okul Müdürleri- Hak İş Federasyonu Başkanı- Ehlibeyt Vakfı Başkanı- Sanatçılardan, Nuri Sesi Güzel- Muazzez Ersoy- Zara- Orhan Hakalmaz- Atena- Basın Mensupları- ve Televizyoncular. Ve Sabancı.
Program yapımcısı şöyle demişti.
“Biraz sonra Sakıp Sabancı gelecek, etraf birden hareketlenecek.” Evet! aynen öyle oldu. “Halkın Sakıp Ağası” geldi. Etrafa coşku ve neşe geldi.
Sakıp Sabancı tedavi için Amerika’ya gitmişti. Orada uzun bir müddet kaldı. Dönüşte şöyle diyordu: “Ülkemi özledim. İstanbul’u özledim. Boğazın iki yakasından gelen ezan seslerini özledim.”
İnsanlar doğarlar- yaşarlar ve ölürler. Ebedi âleme göçerler. Ancak bu dünyada eserleri ile yaşarlar. Ölenler bazen başkalarının dirilişine vesile olurlar.
Eski manken ve oyuncu Yaşar Alptekin şöyle diyor:
“Sakıp Sabancı benim yeniden doğuşuma sebep olmuştur. Gece çalışıyordum. Sabaha yakın eve geldim. Televizyonu açtığımda Sakıp Sabancı’nın vefat ettiğini öğrendim. Birden dondum kaldım. İçimde bir takım duygular meydana geldi. Düşündükçe düşündüm… Ve onun cenazesine katıldım. Ondan sonra benim hayatım değişti. Artık ben İslam’ı yaşayan bir kişi oldum.”
Konumuzu onun şu güzel sözleri ile bitiriyorum.
“Hırçın olmayın. Güler yüzlü ve tatlı dilli olun. İnsan sevdikçe ve sevildikçe mutlu olur. Manevi dünyanız zengin olsun. Maddi zenginlik sonra gelir.”
“Bölüşmeyi- paylaşmayı bilin. Bölüşmek ve paylaşmak kutsal bir iştir. Allah herkese bölüşmeyi paylaşmayı nasip etsin.”
“İnsan ölürken yaptıklarına değil, yapamadıklarına pişman olurmuş. Son nefesinizde yapamadığınız şeyler için üzüntü duyun.”

Allah kendisine rahmet eylesin.

Hiç yorum yok: